2010-12-06

Siyasi seçkinlikler ve Azerbaycan örneği

Dr. Ceylan Tokluoğlu
I. Giriş
   Bu bölümde, Sovyetler sonrası Azerbaycan'da oluşturulan siyasal söylemlerin ve süreçlerin kaynakları ve aldıkları biçimler çözümlenmektedir. Bu tartışmalar kimlik oluşturma, millet, ulus-devlet, etnisite, ulusal kimlik, alt ulusal kimlik ve uluslararası kimliklerin nasıl değerlendirildiği gibi noktalar çerçevesinde yapılmaktadır. Bu kavramların tümü siyasal seçkinlerle yaptığımız mülakatlardan elde ettiğimiz veriler üzerine temellenmektedir. Bugün bu kavramlara yeni anlamlar yüklense de, içerikleri açısından Sovyetler döneminin izlerini taşımaktadırlar. Buradan yola çıkarak, söylem oluşturma süreçlerinin bir kopmadan çok süreklilik sergilediği sonucuna varabiliriz.



  Bu noktada Azerbaycan'ın yakın siyasi tarihine kısaca değinelim.1 1805 yılında Bakü'nün ele geçirilmesiyle Azerbaycan Rus İmparatorluğu'nun bir parçası olmuştur. Rus-İran savaşından sonra imzalanan 1828 Türkmençi anlaşmasıyla Azerbaycan, Kuzey ve Güney Azerbaycan olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Kuzey Azerbaycan Rusların egemenliğinde kalırken, Güney Azerbaycan İran egemenliğine girmiştir. Hacızade'nin belittiğine göre, Azerbaycan Türkleri İslamın Şiilik kolundan derin olarak etkilenmişlerdir (1998: 23). Azerbaycan'ın Rus egemenliğine girmesinden sonra, 19 yüzyılın başında, ülkede güçlü bir aydın hareketi başlamıştır. Bu sürecin devamı olarak, 20. yüzyılın başında, Ali Bey Hüseyinzade, "Türkçülük, Muasırlık, İslam" düşüncesini ortaya atmıştır. Bu düşünce doğrultusunda Doğu'nun ilk demokratik devleti olan Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti Mehmet Emin Resulzade'nin liderliğinde kurulmuştur.2 Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti'nin kurucuları, "İnsanlara azatlık, milletlere istiklal" sloganı altında yeni kurulan rejimini toplam iki yıl yaşatabilmişlerdir (1918-1920).
Azerbaycan Cumhuriyeti'nin son bulmasından sonra Ruslar kullanılmakta olan Latin alfabesini kaldırarak yerine Kiril alfabesini getirmişlerdir. Daha sonra Azerbaycan Cumhuriyeti'nin kurucuları ya öldürülmüş ya da iltica etmişlerdir. Yine bu dönemde din yasaklanmış ve tüm cami ve kiliseler kapatılmıştır. 1937 yılından itibaren pasaportların "milliyeti" kısmına "Türk" yerine "Azerbaycanlı" yazılmaya başlanmıştır. Lezgiler, Talışlar ve Kürtler gibi Türk olmayan nüfus da "Azerbaycanlı" olarak tanımlanmıştır (Hacızade 1998: 23-24).
    Sovyetler Birliği'nin dağılması ile, 1991 yılında, Azerbaycan yeniden bağımsızlığına kavuşmuştur. 1992 yılında Azerbaycan Halk Cephesi (Ebulfez Elçibey) iktidara gelmiştir. O dönemde Azerbaycan Halk Cephesi henüz siyasi bir parti değildir. 1995 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce seçime katılabilmek için parti statüsünde örgütlenmiştir. 1989 yılının sonlarına doğru, Azerbaycan Halk Cephesi Hareketi Sovyet iktidarına alternatif olarak bağımsızlık ve ulusal kimlik temalarını vurgulamaya başlamıştır. Halk Cephesi Hareketi komünistler, demokratlar ve İslamcılar olmak üzere değişik kesimlerden gelen grupların oluşturduğu bir hareketti. Bu farklı grupların hepsi bağımsızlık teması etrafında birleşmişlerdi. 1989 ve 1992 yılları arasında bu hareket içerisinde bölünmeler başgöstermiştir ve bağımsızlık ilan edildikten sonra farklı oluşumlar ortaya çıkmıştır. Bunların en önemlileri Müsavat Partisi, Azerbaycan Halk Cephesi ve Azerbaycan Milli İstiklal Partisi'dir3. Yeni Azerbaycan Partisi de Halk Cephesi Hareketi'nden ortaya çıkmış bir partidir. Elçibey'in Cumhurbaşkanlığı döneminde dışlandığını düşünen bir grup, Halk Cephesi'nden koparak Yeni Azerbaycan Partisi'ni oluşturmuştur ve parti kurulduktan sonra şimdiki devlet başkanı Haydar Aliyev parti başkanı olmuştur. Yeni Azerbaycan Partisi'nin içinde Halk Cephesi Hareketi'nden gelenler olduğu gibi, bu hareketin dışında olanlar da bulunmaktadır (Ergun 1998: 44-49). Özet olarak, Azerbaycan'daki bütün partiler Halk Cephesi Hareketi'nden doğmuşlardır. Burada belirtilmesi gereken, muhalefetteki Müsavat Partisi ve Halk Cephesi Partisi'nin birbirinden çok farklı partiler olmadığıdır. Her iki partinin de parti programları benzerdir. Müsavat Partisi'nin Elçibey tarafından ve çok partili demokrasiyi güçlendirmek için kurulduğu ve parti liderliğine de İsa Kamber'i getirdiği s?ylenmektedir.
    Elçibey'in iktidarı döneminde yeniden Latin alfabesine dönülmüştür ve dilin adı "Azerbaycan Türkçesi" olarak değiştirilmiştir. Azerbaycanlılar basında "Türkler" olarak adlandırılmaya başlanmıştır.
Ebulfez Elçibey'in iktidarından sonra, 1993 yılında, iktidara eski Azerbaycan Komünist Partisi birinci sekreteri Haydar Aliyev gelmiştir. Bu dönemde dilin adı bir kez daha "Azerbaycan dili" olarak değiştirilmiştir. Ayrıca, Azerbaycan Bağımsız Devletler Topluluğu'na (BDT) girmiştir.
Azerbaycan'da bugün iktidarda olan siyasi parti Haydar Aliyev'in Yeni Azerbaycan Partisi'dir. Bunun dışında üç önemli siyasi parti bulunmaktadır. İlk ikisi muhalefet partileri olan Müsavat Partisi ve Azerbaycan Halk Cephesi Partisi'dir. Üçüncü parti ise Azerbaycan Milli İstiklal Partisi'dir ve görüş olarak iktidara daha yakındır. Bu araştırma, iktidardaki Yeni Azerbaycan Partisi ile muhalefetin en güçlü iki partisi olan Müsavat Partisi ve Azerbaycan Halk Cephesi Partisi'nin görüşleri üzerinde yoğunlaşmaktadır. İktidar-muhalefet kamplaşması bu partiler çerçevesinde yaşanmaktadır.
Yukarıda adı geçen iktidar ve muhalefet partilerinden çeşitli kişilerle yapılan mülakatlarda hem Sovyetler ve Sovyetler sonrası dönemin değerlendirilmesinde, hem de bu zeminde yapılan kavramsallaştırmalarda       Sovyetler döneminin izlerini görmek mümkündür.
Yeni Azerbaycan Partisi, "Azerbaycanlı" ve "Azerbaycancılık" tanımlamaları etrafında Azerbaycan'da yaşayan tüm grupları birleştirmeyi hedeflemektedir. Muhalefet partileri olan Müsavat ve Azerbaycan Halk Cephesi Partisi ise, "Azerbaycanlı" tanımına alternatif olarak "Azerbaycan Türkleri" tanımını tercih etmekte ve "Türkçülük" vurgusu yapmaktadırlar. İlginç olan, Müsavat Partisi'nin ideolojisinde Türkçülük temasının yanısıra Azerbaycancılık temasının da işlenmesidir. Türkçülük ve Azerbaycancılığı biraraya getirme çabası, Müsavat Partisi içinde "milletçiler" ve "liberaller" olmak üzere iki farklı eğilimin oluşmasına neden olmuştur. Bu anlaşmazlığın yanısıra, liberaller ekonominin özelleştirilmesi gerektiğini savunurken, milletçi kanat ekonominin devlet kontrolünde olması gerektiğini savunmaktadır (Ergun 1988:59-60). İktidar partisi olan Yeni Azerbaycan Partisi'ne göre, Azerbaycan'da konuşulmakta olan dil "Azerbaycan dili"dir. Muhalefet partileri, Azerbaycan'da konuşulmakta olan dilin "Türkçe" olduğunu savunarak bu görüşe karşı çıkmakta ve "Azerbaycan Dili" tanımının Anayasada "Azerbaycan Türkçesi" olarak değiştirilmesini talep etmektedirler.
"Azerbaycanlı" ve "Azerbaycan Türkü" tanımlamaları, ulusal kimlik tartışması ile doğrudan bağlantılıdırlar. Bu bağlamda, ülkede var olan çok sayıda etnik grubun hangi isim altında birleşeceği önemli sorunlardan birini oluşturmaktadır. Azerbaycan'da birçok etnik grup yaşamaktadır. En çok sözü edilen etnik gruplar Lezgiler, Talışlar ve Kürtlerdir. Azerbaycan Türkleri kendilerini etnik bir grup olarak değil, millet olarak algılamaktadır. Bu temadan hareketle, muhalefet partileri Azerbaycan'daki nüfusun çoğunluğunun Türklerden oluştuğunu söylemekte ve "Azerbaycanlı" tanımlamasının çoğunluğun haklarını çiğnemek anlamına geldiğini dile getirmektedirler.  Muhalefe göre, iktidarın söylemine alternatif olarak "Azerbaycan Türkleri" tanımlamasını kullanması, diğer etnik grupları dışlamak anlamına gelmese de, yarattığı etki nedeniyle, çeşitli gerilim noktaları oluşmaktadır.  Örneğin, Talışların ve Lezgilerin Türk olarak tanımlanmaktan rahatsızlık duydukları çeşitli şekillerde dile getirilmiştir. Ayrıca, Türkçülük temasının çok fazla vurgulanmasının beraberinde etnik çatışmaları da getireceği sık sık söylenmiştir.
Azerbaycan'daki baskın kültürün ve böylece etnik grupların nasıl tanımlanması gerektiği, ulusal kimlik ve dil tartışmalarıyla içeçedir. Bu konuda farklı görüşler dile getirilmektedir. İktidar yanlıları, Azerbaycan'daki baskın kültürü genellikle çeşitli kültürlerin kaynaşmasından oluşmuş "sentez" kültür olarak tanımlamaktadırlar. Bu grup içerisinde bazı kişiler Rus etkisini ön plana çıkarmaktadır. Bu görüşe karşıt olarak, muhalefet partileri Azerbaycan'daki baskın kültürün aslına "Türk" kültürü olduğu tezini ileri sürmektedirler. Bu konudaki görüş ayrılığı başka alanlara da yansımaktadır. Örneğin, Azerbaycan'ın Sovyetler sonrası izlemesi gereken rota ya da ekonomik ve kültürel bağların hangi ülkelerle geliştirilmesi gerektiği gibi konularda iktidar ve muhalefetin birbirinden ayrıştığını görmekteyiz.
Muhalefeti oluşturan parti üyelerinin (neredeyse) tamamı eski Komünist Partisi'nin üyesi olmayan kişilerdir. Bu nedenle, görünüşte iktidar ve muhalefet yanlılarının Sovyetler dönemine yönelik değerlendirmeleri oldukça farklıdır. Bunun yanısıra, iktidar ve muhalefet partilerinin üyeleri arasında nesil farkı da vardır. İktidardaki grubun yaş ortalaması muhalefeti oluşturanlardan daha fazladır.4 Azerbaycan Cumhuriyeti'nin Sovyetler d?nemi ile nasıl ilişkilendirildiğine bağlı olarak uluslararası ilişkilerden, iç-dış tehdit algılamalarına kadar birçok konuda farklı görüşler ileri sürülmektedir. Bu farklılıklar, iktidar-muhalefet bölünmesini daha da derinleştirmektedir.
Burada altı çizilmesi gereken nokta, Azerbaycan'daki tek bölünmenin iktidar-muhalefet bölünmesi olmadığıdır. Yukarıda değinildiği gibi, eski ve yeni nesil farkı da önemli bir ayrışma zemini oluşturmaktadır. Bunların dışında etnik bölünmelerin de önemli olduğunu belirtmek gerekmektedir. Her ne kadar Azerbaycan'daki etnik grupların her zaman barış içinde yaşadığı ve bunun hep böyle süreceği söylense de, çeşitli koşullarda ve çeşitli söylem düzeylerinde harekete geçirilen kimliklerin ve kapsam alanlarının değişkenlik göstermesinden dolayı, etnik gruplar arasındaki ilişkilerin belirli düzeylerde dönüşüme uğrama olasılığının olduğu düşünülebilir. Yine bu bağlamda, Kuzey ve Güney Azerbaycan'ın birleşmesi gerektiğine dair görüşler belirli düzeylerde önemli tartışma odakları olarak ortaya çıkmaktadır. Bu konudaki girişimlerin de gelecekte etnik dinamiği etkileyeceğini söylemek mümkündür. Bunun yanısıra, belli bir bölgede yaşayanların birbirini kayırması anlamına gelen "yerlicilik/bölgecilik" bölünmesinin, etnik bölünmeden çok daha önemli bir sorun olduğu birçok kişi tarafından belirtilmiştir. "Yerlicilik" olarak bilinen bölünmenin siyasi ilişkilere de yansıdığı ve bunun Azerbaycan için bir tehlike oluşturduğu sık sık dile getirilmiştir.
Etnos kavramsallaştırmasının Sovyetler Birliği'nin uluslar politikasında belirli bir rol oynadığını daha önce tartışmıştık. Bu yolla oluşturulan kimliklerin Azerbaycan'da çeşitli toplumsal kesimlerce ne ölçüde içselleştirildiği, Sovyetler sonrası dönemde yaşanacak gelişmelerin dinamiklerinden birini oluşturacaktır. Bu bağlamda, Azerbaycan'da topladığımız verileri Sovyet koşullandırması sorunsalı çerçevesinde çözümlemeye çalışacağız. Gerçekten de, Sovyetler sonrasında kimliklerin ortaya konuş biçimi ve siyasal söylem oluşturma süreçleri, Sovyetler Birliği sırasında oluşturulmuş kimliklerce koşullandırılmaktadır.
-------------------------------------------------------------
1. Azerbaycan tarihi hakkında detaylı bilgi için bkz. Süleyman Eliyarlı (1996) Azerbaycan Tarihi: Uzak Geçmişten 1870'i Yıllara Kadar.
2. Mehmet Emin Resulzade şimdiki muhalefet partilerinden Müsavat Partisi'nin ideoloğu olarak kabul edilmektedir ve "Türkçülük, Muasırlık, İslam" bu partinin sloganıdır.3. Azerbaycan'daki diğer siyasi partiler hakkında detaylı bilgi için bkz. Ergun 1998: 55, 57-63.4. Bkz. Ergun 1998: 86-89.
---------------------
qaynaq - kitabxana.org

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder